8 Haziran 2015 Pazartesi

SUÇLU BULUNDU

Boşuna birbirinizi suçlamayın. Ben suçluyu buldum... Çok da düşünmedim açıkçası... 2015 Seçimlerinin suçlusu tek başına DEMOKRASİ dir. Halkın seçme ve seçilme hakkıdır.



Nasıl 18 milyon AKP seçmeni hür iradesiyle oy kullandıysa; aynı şekilde 5 milyon HDP seçmeni de kendi iradesiyle oy kullandı. En azından öyle olduğunu umuyorum. Eğer kendi iradesiyle değil de oylar doğuda zorla, yakıp yıkma tehdidi ile alındıysa bu da ülkedeki güvenlik açığının boyutunu, doğuda yaşayan Türk-Kürt yani o bölge insanının can ve mal güvenliğinin sağlanmadığını gösterir.Bu durumda da oradaki insana başka seçenek bırakmamış olursunuz.

Evet HDP nin terör örgütünün uzantısı olması kısaca terör örgütünün bu kadar oyla meclise gimesi Türkiye için bir yıkım... Ancak bu insanlara seçilme hakkı verilmesini zamanında tartışmayıp bugün milletin seçme hakkını kullanmış olmasını bu kadar yadırgamak neyin kafasıdır?  Bir önceki seçimlerde bağımsız olarak girdiler ve %6 ile zaten meclisteydiler. Yüzde 6 , yüzde 13 olunca mı sıkıntı oldu da herkesi rahatsız etti?

Belki PKK teröre başvurmak yerine mecliste demokratik yollarla taleplerini dile getirir. Çoluk çocuk katlederek değil de  gayet medeni yollarla hakkını arar. Belki 2015 Seçimleri Türkiye için terörün sonudur....  Belki çok ütopik gelebilir bu temenni ama neden olmasın.

Uzlaşma İstiyoruz!

Bir vatandaş olarak meclise giren dört partiden uzlaşma bekliyorum. Milletvekili sayılarına bakınca millet resmen siyasilere kavga etmeyin artık, bizi de bölmeyin, bir orta yol bulun ve uzlaşın dedi. AKP ye dediğim dedik politikasından vazgeç, biraz da sana oy vermemiş,vermek zorunda da olmayan vatandaşın sesini duy onu da benimse mesajı göndermiş olduk.

Demokrasi aslında çeşitliliktir. Ülkenin tamamının aynı renk olması beklenilebilir mi? 77 milyonluk ülke sizce sadece 4 renkten mi oluşmaktadır. Sadece bir partinin %50lere ulaşmasını beklemektense daha fazla rengin mecliste buluşmasını beklemek daha sağlıklı bi ülke olmaz mı?

Mesela yeni kurulacak hükümetin Adalet Bakanı AKP li ise Adalet Bakanlığı müsteşarı CHP li olsa. Kişileri, kurumları denetleyen mekanizmalar kurulmuş olsa ve bu mekanizmalar partiler üssü çalışsa ülkedeki huzurun, barışın boyutlarını hayal edebiliyor musunuz?

 Sevsek de sevmesek de bunun adı demokrasi... Sonuçlarına herkes saygı duymak zorunda...

Bugünkü seçim sonuçları aynen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi olmuştur.

"Yöneticiler, iktidara saltanat sürmek için değil, millete hizmet için getirilmişlerdir. Ulusa karşı olan görevlerini kötüye kullandıkları takdirde, şu ya da bu biçimde ulusal iradenin kendi haklarında vereceği kararla karşılaşırlar. Ulus tarafından, ulus adına devleti yönetmeye yetkili kılınanlar, gerektiğinde ulusa hesap vermek zorunda olduklarını bilmelidirler."

Bundan sonra da hep böyle olacaktır. Telaşe mahal vermeyin derim...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin