16 Kasım 2014 Pazar

ESİR ŞEHRİN İNSANLARI

Kemal Tahir Esir Şehrin İnsanları’nda birinci dünya savaşı sonrası işgal altındaki Osmanlı’nın İstanbul‘da yaşayan aydın kesimini ele almakta. Bu kitap Esir Şehir üçlemesinin ilk kitabı...

İstanbul’da bir kesim şu soruyu sorarken;“Bir avuç eşkiya”, “Ordudan kovulmuş birkaç serseri”, muzaffer bir dünyaya karşı zafer kazanabilir mi? Bir kesim de esir bir memleketin esir insanları olmayı kabullenemeyip, Anadolu’da savaşanlara uzaktan da olsa yardım etmenin yollarını aramakta...

İstanbul’daki hayatı  kitapta bir yerlerde şöyle tanımlamış Kemal Tahir:”Muharebede düşman karşıdadır.Üniformalıdır.Az da olsa , çok da olsa bir zaman sonra önemi kalmaz. Kaçarsın, kovalarsın... Anında ölenler,yaralananlar olur. Ama hep ileriye bakmanın bir rahatlığı vardır. Oysa esir bir şehirde, dost kim, düşman kim bilinmez.”

Hikaye zengin bir paşa oğlu olan, yurt dışında okumuş, gezmiş, bir kaç dil bilen Kamil Bey’in etrafında geçmekte. Kamil Bey Balkan Harbi sırasında karısı ve çocuğuyla yurt dışındadır. Ülkesine döndükten sonra kendi yaşamını ve ülkenin durumunu sorgulamaya başlar. Bir vatan kaybetmekte olduklarını farkeder. Yıllarca bolluk,zenginlik içinde yaşarken bu ülkeye karşı sorumluluğunu yerine getirmediğini anlar. Bu toprağın üzerindeki insanlarla hiçbir ilgisi yokmuş gibi nasıl lüks içinde yaşadıklarını hatırlayarak utanır. Mücadeleye bir gazetede çalışarak destek vermeye başlar ama bunu da karısına anlatmakta güçlük çeker. Çünkü karısı yıllarca hayatını kendisiyle beraber Avrupa’da kıyafeti ve aksesuarı ile ilgilenerek geçirmiştir. Kendi kendi ile yaptığı şöyle bir konuşmayı aktarmak istiyorum:

Sonraları Ayşe’nin yüzüne nasıl bakardım. Bütün Ayşe’lerin yüzüne? ‘Babacığım, Kurtuluş Harbi sırasında siz nerede bulunuyordunuz?’ diye sorsa... Çok şükür... Hay Allah müstahakını versin! İsabet ki tehlikedeydim azizim... İnsanlık, vatandaşlık ve babalık şerefimin lekelendiğini hiç farketmeyebilirdim. Bundan hatta şüphelenmezdim bile...”

Açıkçası ilk defa Kemal Tahir okudum ve çok etkilendim. O dönemi her kesimiyle o kadar güzel vermiş ki. Kamil Bey’in mücadelesini anlatırken kadınların ülkedeki konumu ve onların bu mücadeleye desteğini de çok ince bir şekilde işlemiş.

 İstanbul’da kara bayraklar yapıp Sultanahmet’te toplanarak,erkeklere “Eğer vatanı kurtarmayacaksanız, örtülerimizi siz örtünün.” diye bağıran; eşlerini,kardeşlerini vatan kurtarmaya gönderen kadınlardan bahsediyor Kemal Tahir. Kitabın bu bölümünde gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. Bir kadından da öte bir anne dönmeme ihtimalini bile bile kocasını bu vatan için, hürriyet için yüreklendirmesi  ne büyük bir cesarettir, ne büyük vatan sevgisidir.

Serinin ikinci kitabı Esir Şehrin Mahpusu, üçüncüsü ise Yol Ayrımı... Kemal Tahir’i bu kadar sevmişken bunları da okumadan olmaz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin